4 Ağustos 2013 Pazar

Ücretsiz Oyun İncelemeleri: Rise & Fall: Civilizations at War

Rise & Fall: Civilizations at War



Herkese merhabalar, korsana veda ettiğimiz blogumda bu gün sizler için ücretsiz oyunların bence şahı olan Midway Games'in başyapıtlarından biri Rise & Fall: Civilizations at War'ı inceleyeceğim.

Öncelikle belirteyim, Rise and Fall antik çağları konu edinen bir strateji oyunu ancak aynı zamanda da bir third person shooter. Nasıl mı? Gelin beraber görelim.


Rise  &  Fall, age of empires veya command and conquer serisinden alıştığımız gibi bir gerçek zamanlı strateji. İşte işçilerinizi çeşitli kaynaklarda çalıştırarak bir medeniyet kurmak için gerekli malzemeyi elde ediyor. Bilimsel çalışmalar ile ulusunuzu geliştiriyor binalar yapıyor ordu üretiyorsunuz sonra da düşmana saldırı zamanı geliyor.

Sizinde bildiğiniz gibi ki AOE serisinden Total War usulü bir savaş stratejisi bekleyemezsiniz. Yani Total War serilerinde mesela okçular önce dursunlar düşman yaklaşınca mızraklı piyadeler öne geçsin ama sağ kanat biraz daha ileride dursun efendim bu arada süvariler tepenin arkasından hücum etsin düşmanın morali bozulsun falan... Age of Empires'de asker sayın fazla ise, ordun gelişmiş ise olay bitmiştir. Bir curcuna halinde süren savaşın ardından galipsin demektir.

Rise & Fall'a gelince ise bu ikisinin karışımı diyebiliriz. Ordunuzu birlikler halinde bölebiliyorsunuz. Siz bölmeseniz de kendi kendine birlikler oluşturuyor ve tek tek bireyler halinde hareket etmek yerine birlikler halinde hareket etmeye başlıyorlar. Yani piyadelerinizin üzerine dört nala gelmekte olan bir süvari güruhu varsa siz hiç dokunmadan piyadelerinizin bir araya gelip kalkanlarını kaldırdıklarını ve düşmanı karşılamaya hazırlandığını görmeniz mümkün.



Bunun haricinde tabi ki moral gibi unsurlar mevcut değil. Asker sayınız fazla ve gelişmişse ve birliklerinizi de iyi bir şekilde dizdiyseniz kazanmanız muhtemel.

Oyunda 4 ulus bulunmakta. Antik Yunan, Pers İmparatorluğu, Romalılar ve Mısırlılar.
Zaten oyunun hikayesi (campaign) de iki ayrı dönemi anlatıyor.
İlkinde Makedonyalı Büyük İskenderin Pers İmparatorluğu üzerine yürüyüşünü, ikincisinde ise Mısırlı Cleopatranın ülkesini romalılara karşı savunuşunu canlandırıyoruz.







Rise and Fall'da her ulusun bir kahramanı (hero) var. Dediğimiz gibi campaign'de Alexander the Great (Büyük İskender) ve Cleopatra olarak oynarken kendi kurduğunuz oyunlarda Yunanlılarda Achilles (Aşil), Mısırda Ramses, Romada Julius Caesar (Jül Sezar) ve Germainicus Sezar son olarak Pers imparatorluğunda ise Nebuchadnezzar ve Sargon olabilirsiniz.







Peki ne yapar bu herolar? Merkez binanızdan ürettiğiniz bu hero, orduya komutanlık eder, zamanla level atlar ve level atladıkça ulusunuza yeni yeni gelişmeler getirebilir. Tabi bununla beraber "Q" harfine bastığınızda tepeden baktığınız bu antik dünyayı artık kahramanınızın gözünden görmeye başlarsınız.

Asıl heyecanda burada başlıyor zaten. Kahramanınızı kontrol etmeye başladığınızda sanmayın ki strateji unsurları yok oluyor. Hala ordunuza saldırmasını, savunma yapmasını veya mancılıklara istediğiniz bölgeye ateş etmesini emredebilirsiniz.





Kahramanınız sadece bir komutan değil aynı zamanda gerçekten de bir "hero" Çünkü İskender attığı ok ve Yunan ateşi sayesinde onlarca adamı cayır cayır yakarken Nebuchadnezzar tek bir balta vuruşuyla onlarca adamı etrafa fırlatabiliyor. Sezar ordunun arkalarında beklemekte olan mancınığın nereye taş fırlatacağını söylerken Ramses tanrılardan güç isteyerek adamlarının yaralarını tedavi edip onlara inanılmaz bir güç verebiliyor. Tabi her kahramanın farklı bir özelliği ve iki çok güçlü silahı var.






Kahramanlarımızın özellikleri olduğu kadar uluslarımızın ve ordularımızın da farklı farklı güçleri mevcut. Mesela yunanlıların Spartalı askerleri yıkılmaz ağır zırhlı piyadelerken süvarileri de darmadağın edebiliyor düşmanı. Roma piyadelerine hiç bir süvari dokunamazken, Pers mızlaklıları yenilmez gözülüyor. Bununla da bitmiyor.Yunan askerlerini yetiştiren özel eğitmenlere sahipsiniz. Bu sayede bir görsel şölen halinde birlikleri talim yapan yunan ordusu artık yıkılmaz hale gelebiliyor. Tabi Romada acımasız gladyatörleri düşmanın üzerine salıp arkanıza yaslanıp katliamı da izleyebilirsiniz.




 Mutlaka söylemem gereken bir başka unsur da stratejik derinliğin o kadar da fazla olmadığı. Tamam bu bir strateji oyunu ancak oyunun asıl olayı ordunuzu oluşturduktan sonra savaş alanında ortaya çıkıyor. İnşa ettiğiniz duvarlara tırmanıp sizi kuşatan düşmana ok mu atarsınız, bir kaç elit askerinizle düşman şehrine sızıp ekonomik kaynaklarımı yok edersiniz o size kalmış. Ancak savaşa başlamadan önce inşa edeceğiniz binalar ve elde edeceğiniz kaynaklar çok fazla değil. bir kaç işçiyle oldukça fazla kaynak elde edebilirsiniz mesela. Yani demem o ki ekonomik olarak yapılacak faz bir şey yok. Bir kaç bina inşa edin, biraz kaynak toplayıp gelişmeleri yapın ve sonra savaşa odaklanın.




Üzerinde mutlaka durmam gereken bir başka nokta ise deniz savaşları. Evet yanlış duymadınız, bir çok strateji devinden bekleneni Midway Games Rise & Fall ile başarmış gözüküyor.

Geminizi ürettikten ve gerekli gelişmeleri yaptıktan sonra iskeleye yanaştırarak içine ordunuzu bindirebilirsiniz. Aynı zamanda düşman kıyılarına demirlediğiniz geminiz bir nevi asker üretme merkezi olarak da kullanılabilir. Hemen hemen her çeşit piyadeyi gemilerinizden üretebilirsiniz. Hatta deniz savaşları sırasında ölen adamlarınızın yerine yenilerini üretebilirsiniz. Hem de su üzerindeyken.

Böylelikle gemileriniz birer yüzen kaleye dönüşebiliyor.



Gelelim deniz savaşlarına. Öncelikle geminizde yeterince denizci(sailor) üretmelisiniz ki hem hasar aldığında gemiyi tamir etsin hemde yakındaki gemilere kanca atarak borda edebilsin. Böylelikle borda ettiğiniz düşman gemisine piyadelerinizi çıkararak düşman gemisini ele geçirebilirsiniz!

Tabi düşman gemisine alevli oklarınızı fırlatarak gemiyi batırmanız da mümkün. Bu arada geminizin güvertesine yerleştirebileceğiniz mancınıkla hem düşman gemileri hemde düşmanınızın kıyıdaki binaları için bir kabus haline gelebilirsiniz.

Tabi tüm bu düşman gemisine ok atma ve borda etme durumuna gemiye bindirdiğiniz kahramanınız sayesinde tepeden değil de tam içinden şahitlik edebilir, hatta bu deniz savaşının bir parçası haline gelebilirsiniz.





Son olarak savaş esnasında adamlarınıza hücumu emrettiğiniz de, kalabalık düşman ordusuna saldırmadan önce onlara cesaret verici bir konuşma yaparken ya da geminizin kürekçilerine küreklere tam hız asılmalarını emrettiğiniz de veya düşman kahramanını öldürdüğünüzde askerlerinizin coşması, mızrak ve kılıçlarını kalkanlarına vurarak tezahürat yapmaları veya avazları çıkana kadar nara atmaları da görmeye değer sahneler arasında.








Üstelik Rise & Fall'ın sitem gereksinimleri de oldukça düşük. Sistem gereksinimeri için: http://www.videogamer.com/pc/rise__fall_civilizations_at_war/system_requirements.html


Özetleyecek olursak hem stratejik hem de FPS unsurlarıyla, grafikleriyle, animasyonları, sesleri ve oynayışa getirdiği yenilikleri göz önüne alındığında Rise & Fall: Civilizations at War kesinlikle bağımlılık yapıcı bir baş yapıt. Böyle ücretsiz bir oyuna sahipken herhangi bir oyunu korsan olarak indirmek anlamsız olacaktır diye düşünüyorum.

İndirme linki: http://www.gamershell.com/download_33916.shtml
Torrent ile indirmek için: http://www.gameupdates.org/details.php?id=2966


Bir sonraki yazımda Battlefield 1942 ve muhteşem modlarından bazılarını anlatacağım.

Şimdilik hoşçakalın.













Hiç yorum yok:

Yorum Gönder